Ağzınızı Açmadan Önce Durun ve Bekleyin

Bu yazımızda, soru cevap kısmında karşılaşabileceğiniz bir durumdan bahsetmek ve neler yapabileceğinizden bahsetmek istiyoruz. (Aslında tam tersi: neler yapmayabileceğinizden.)

Söz gümüşse sükût altındır derler.

Daha önceki yazıların bazılarında değindiğimiz gibi, bazen sessizlik en kuvvetli iletişim araçlarından biri olabiliyor. Peki karşımızdaki kişi bize bir soru sorarken altında bir art niyet seziyorsak ne yapabiliriz? Soruya hiç cevap vermemek ve tamamen göz ardı etmek bir seçenek değil. Ama yine de ağzımızı açmadan önce bir süre beklemek bizim işimize yarayabilir.

Bir iki yazıda fikirlerini paylaştığımız ‘Güç: Nasıl Kazanır Nasıl Elde Tutarsınız’ kitabının yazarı Jeffrey Pfeffer, güçlü veya etkili iletişim kuramamanın sebeplerinden biri olarak insanların, özellikle de kızdırıldıkları ya da tam emin olmadıkları durumlarda bile doğrudan konuşmaya başlamasını gösteriyor. (Kitabın Türkçe versiyonu bu yazının yazıldığı tarihte stokta kalmadığı için orijinal linkini paylaşıyoruz.)

Bize bir soru veya daha da kötüsü, bir suçlama yöneltildiğinde hemen bir cevap vermeye başlamamız doğal bir tepki olabilir. Ancak böyle bir durumdan en başarılı sonucu elde edebilmek için, sorunun veya yöneltmenin ardından gelen ölüm sessizliğini bir an önce bozmaya çalışmak yerine, düşüncelerimizi toparlamamız ve gerekirse çok uzun bir süre gibi görünebilecek bir sessizlik içinde beklememiz daha doğru bir hareket olacaktır.

Cevap vermek için bir süre beklediğinizde, bir an önce bir şeyler söylemek yerine, kelimelerin ağzınızdan daha tane tane çıkmasına ve bedeninizin de kendine güvenen bir şekilde söylediklerinizi desteklemesine odaklanabilirsiniz. Eğer gelen soru veya yöneltme sonucu ayaklanan sinirleriniz varsa, birkaç saniye sessizlik içinde beklediğinizde aynı zamanda onları da yatıştırabilir ve daha sakin bir şekilde cevap verebilirsiniz.